FİTNE ZAMANINDA…
FİTNE ZAMANINDA…
Ebû Hüreyre”nin naklettiğine göre,
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“İleride birtakım fitneler meydana gelecektir. O zaman oturan kişi, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyen de koşandan daha hayırlıdır. Fitne çıkarmaya yeltenen kişi kendisini o fitnenin içinde buluverir. Kim de (fitneden kurtulup) sığınacak bir yer bulursa hemen oraya sığınsın.”
(B7081 Buhârî, Fiten, 9)
Fitne Zamanında Tutum ve Hikmet
Tarih boyunca toplumlar pek çok çalkantılı dönemden geçmiş, kargaşa ve fitneler zaman zaman insanları büyük imtihanlarla karşı karşıya bırakmıştır. Peygamber Efendimiz (sav)’in, “İleride birtakım fitneler meydana gelecektir. O zaman oturan kişi, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyen de koşandan daha hayırlıdır” buyurması, bu tür zor zamanlarda nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğine dair önemli bir öğüttür.
Fitne: Anlamı ve Etkileri
İslam literatüründe fitne, genellikle toplumsal kargaşa, inançların sınandığı zorluklar, ahlaki çöküş ve kardeşler arasındaki ayrışmalar olarak tanımlanır. Fitneler, insanların hak ile batılı ayırt etmekte zorlandığı, çoğu zaman doğruyu yanlıştan ayırmanın güçleştiği dönemlerdir. Böyle zamanlarda aceleci ve fevri davranışlar, kişiyi istemediği sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir.
Peygamberimizin (sav) bu hadisinde verdiği mesaj çok derindir. Oturmak, ayakta durmaktan daha hayırlı; yürümek, koşmaktan daha az risklidir. Bu, bir pasiflik tavsiyesi değildir, aksine bilinçli bir duruş önerisidir. Çünkü fitne dönemlerinde aceleyle harekete geçenler, çoğu zaman olayların içinde kaybolur ve kontrolü kaybederler.
Sükûnetin Hikmeti
Hadisten anlaşılan temel derslerden biri, fitne zamanlarında sükûnetin ve teenni ile hareket etmenin önemidir. İnsan, kargaşanın içine dalmadan önce durup düşünmeli, olayların gidişatını değerlendirmeli ve yanlış adımlar atmaktan kaçınmalıdır. Çünkü kargaşa ve kaos ortamında fevri hareket edenler, istemeden zulmün bir parçası olabilirler.
Hz. Ali (ra)’nin şu sözü bu durumu çok güzel özetler:
“Fitne zamanı kılıcını kınına koy, dilini tut ve evinde otur.”
Bu, korkaklık veya sorumluluktan kaçınmak değildir. Bilakis, fitne zamanlarında en büyük cihad, akıl ve hikmetle hareket etmek, yanlış bir tarafın içinde savrulmaktan sakınmaktır.
Kurtuluş Yolu: Huzurlu Limana Sığınmak
Hadisin sonunda geçen “Kim de (fitneden kurtulup) sığınacak bir yer bulursa hemen oraya sığınsın” ifadesi, müminin kendini muhafaza etmesi gerektiğine işaret eder. Bu sığınak, fiziksel olarak güvenli bir mekân olabileceği gibi, manevi anlamda sağlam bir duruşa ve salih amellere yönelmeyi de ifade eder.
Peki, bugün fitnelerden korunmak için hangi sığınağa başvurmalıyız?
1. İlim ve Hikmet: Fitne zamanlarında bilgi kirliliği yoğundur. Doğru kaynaklardan beslenmek ve akıllıca hareket etmek gerekir.
2. Sabır ve Şükür: Fitneler, sabrı ve dirayeti sınar. Sabır, müminin en güçlü silahıdır.
3. Dua ve İbadet: Allah’a sığınmak, fitnelerin karanlığında ışık gibidir. Tevekkül ile hareket eden, doğru yolda kalır.
4. Doğru Dostluklar: Fitne zamanlarında yanlış arkadaşlar insanı felakete sürükleyebilir. Salih dostlarla bir arada olmak, en büyük sığınaklardan biridir.
Sonuç
Resûlullah (sav)’in bu hadisi, özellikle modern zamanlarda daha da anlam kazanmaktadır. Günümüzde bilgiye ulaşım kolaylaşmış ama hakikat ile yalan birbirine karışmıştır. İnsanlar sosyal medya ve farklı mecralar üzerinden hızla harekete geçmeye teşvik edilmekte, düşünmeden yapılan eylemler büyük fitnelere kapı aralamaktadır.
Böylesi bir çağda, hızlı değil bilinçli hareket etmek, saldırgan değil sağduyulu olmak, fevri değil sabırlı davranmak müminin en büyük meziyetlerindendir. En hayırlı kişi, fitneye körü körüne kapılmayan ve hikmetle hareket edendir. Fitne zamanlarında aklımıza kazımamız gereken en önemli düstur belki de budur: “Kim fitneden kaçıp sığınacak bir yer bulursa, hemen oraya sığınsın.”
Allah bizleri fitnelerin şerrinden korusun ve hak üzere sabit kılsın.